17 Jun
17Jun

Anksiyete Nedir? Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete, toplum arasında kaygı bozukluğu olarakta bilinen psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Panik atak, uyku problemi ve kaygı dolu davranışlar en sık görülen belirtilerinden sadece birkaçıdır. Anksiyete bozukluğu hastalığına sahip olan insanlarda en sık karşılaşılan süreç ise “hastalığı reddetme” sürecidir. 

Anksiyete bozukluğu diğer adıyla kaygı bozukluğu psikolojik kökenli bir rahatsızlık olarak değerlendirilmektedir. Anksiyete bozukluğu olan kişiler mevcut durumları olduğundan daha yoğun yaşarlar ve bu durum ilerledikçe hastalığın belirtileri fiziksel ve ruhsal olarak kişiyi daha çok etkilemeye başlar.

Anksiyete Nedir?

Anksiyete nedir, anksiyete kaygı bozukluğu olarak bilinen psikolojik rahatsızlıklar içerisinde yer almaktadır.Anksiyete kaygı durumudur ve bu durum ilerledikçe tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık haline gelir.

Anksiyete Ne Demek?

Anksiyete genel olarak kaygılarla ilgili durumdur. Bu durum kaygı bozukluğu olarak ifade edilmektedir. Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler günlük hayatında ve iş hayatında bu durumun negatif etkilerini zaman zaman yoğun olarak hissetmektedirler. Anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir bir psikolojik rahatsızlık olduğundan geç kalınmadan bir uzmana başvurulmasında kişinin hayat kalitesi açısından fayda vardır.Anksiyete bozukluğu olan kişilerde panik atak durumlarının da olması muhtemeldir. Anksiyete bozukluğu tedavisi çok kısa sürede olumlu cevap veren tedaviler arasında yer almaktadır. Anksiyete bozukluğu kendi içerisinde de ayrılır. Bunlar ayrılık anksiyetesi, genelleştirilmiş anksiyete, sosyal anksiyete bozukluğu ve spesifik fobiler olarak yer almaktadır. 

Anksiyete belirtileri, kaygı, tehdit atında hissettiğimizde algıladığımız doğal bir dürtüdür. Düşünceleri, duyguları, fiziksel durumu etkiler. Anksiyete belirtileri, endişeli ya da gergin olduğumuzda veya korktuğumuz durumlarda ki özellikle de gelecekte olabilecek durumlar hakkında endişeler duyduğumuzda ortaya çıkar.Kaygı, normal ve çoğu zaman da sağlıklı bir duygudur. Ancak düzenli olarak normalin dışında bir kaygı duyuluyorsa bu artık bir tıbbi hastalık olur.


Anksiyete nedenleri tespit edildikten sonra mevcut nedenlerin iyileştirilmesi ve ortadan kaldırılması da anksiyete tedavisinin de içerisinde yer almaktadır.

Sosyal Anksiyete Nedir?

Sosyal anksiyete kişinin toplum içerisinde yaşadığı korku ve kayı durumlarına verilen isimdir. Bu durum özellikle kişi toplum içerisinde sosyalleştiğinde gerçekleşiyorsa bu duruma sosyal anksiyete adı verilmektedir.

Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?

Anksiyete bozuklukları kendi içerisinde çeşitli şekillerde olmaktadır. Bu durum farklı isimlerle ve farklı hastalıklar olarak adlandırılsa da hepsinin temeli anksiyete bozukluğudur.

  • Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu: Bulunduğu mevcut durumla ilgisi olmayan fakat sürekli endişe halidir.
  • Panik Atak:Bu durum aniden ortaya çıkmaktadır ve zaman zaman gerçekleşebilmektedir. Temelinde ölüm korkusu vardır kişide fiziksel olarak terleme ve titremeler görülür.
  • Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Toplum içerisinde kişi kendini ifade edemez ve kaygı korku hisseder. Bu durum kişide sosyal fobi olarak da adlandırılmaktadır.
  • Belirli Fobiler: Bazı durumlara, nesnelere, olaylara ve canlılara karşı nedeni belli olmayan korku endişe ve kaygının bulunma halidir.
  • Agorafobi: Kişinin kendisini güvenli hissettiği bir alandan ayrılma korkusu ve kaygısı olarak nitelendirilmektedir. Bu kaygı durumunu her işten eve evden işe veya dışarıya gittiğinde yaşaması agorafobinin belirtisi olabilir.
  • Ayrılık Kaygısı: Kişinin ailesinden, sevdiklerinden ve bağlandığı bir şeyden dolayı yaşadığı ayrılık korkusudur. Ayrılık olmasa bile kişi sürekli bu kaygı ve korku ile yaşar.
  • Seçici Dilsizlik: Çocuğun ya da bireyin akıcı konuşmasına rağmen sosyal alanlarda veya durumlarda konuşmama durumudur.
     

Anksiyete Belirtileri

  • Panik, korku ve huzursuzluk
  • Endişeli hissetme hali
  • Ruhsal durumlarda değişkenlik
  • Sakin kalamamak
  • Uyku problemi
  • Soğuk, terli, uyumuş ya da karıncalanan eller ya da ayaklar,
  • Nefes darlığı
  • Ağız kuruması
  • Kalp çarpıntısı
  • Mide bulantısı
  • Baş dönmesini, sayabiliriz.

Anksiyetenin ruhsal belirtileri

  • Panik ve korku hali
  • Yalnızlık hissi
  • Sürekli başına kötü bir şey gelecek durumu
  • Endişeli hissetmek ve bu durumdan çıkamamak

Anksiyetenin fiziksel belirtileri

  • Baş dönmesi
  • Mide bulantısı
  • Nefes darlığı sorunu
  • Çarpıntı
  • Ağızda kuruluk
  • Ellerde ve kollarda uyuşa ve karıncalanma hisleri

Anksiyetenin Sebepleri Nelerdir?

Anksiyetenin sebepleri bir çok nedene bağlı olarak gelişebilir. Anksiyete kişinin kaygılarını ve endişelerini kontrol edememesidir. Kişinin yaşadığı stres durumları anksiyeteye neden olabilmekte veya yaşamış olduğu bir travma bu durumu tetikleyebilmektedir.Anksiyete belirtilerinde, aşırı kaygı durumunun zihinsel bir sağlık problemi olduğu durumları şu şekilde sıralayabiliriz

  • Kaygı halleri çok güçlü hissediliyorsa ya da uzun sürüyorsa,
  • Duyulan korku veya endişe, ilgili durumla orantılı değilse,
  • Endişe hissetmeye neden olabilecek durumlardan kaçınma varsa,
  • Endişeler kontrol edilmesi zor durumlara neden oluyorsa,
  • Panik atak tarzında anksiyete belirtileri düzenli olarak ortaya çıkıyorsa,
  • Günlük hayata dâhil olmak ya da zevk alınan şeyleri yapmak zor geliyorsa, bu durum zihinsel bir rahatsızlık boyutundadır.

Eğer bu tarz belirtileri gösteriyorsanız doktora başvurmakta fayda vardır. Yapılacak testler bu semptomlara neden olabilecek farklı rahatsızlık olup olmadığını ortaya çıkartır. Ancak hiçbir test, özel olarak anksiyete bozukluğunu da teşhis edemez. İlaç tedavisi ve psikoterapi anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemlerdir. 

Anksiyete bozukluğu belirtileri uzun sürer ve bu durumda olduğunda günlük yaşamda zorluklar yaşanabilir. Belirtilerin bazılarını bazı davranışlarla yönetme imkanı vardır. Şöyle ki;

  • Kahve, çay kola enerji içeceği gibi kafeinli yiyecekler ve içecekler azaltmalıdır.
  • Doğru yemek, iyi uyku ve egzersiz yapmak yardımcı olacaktır.
  • Uyku problemi kaygıyı artıran bir durumdur. Öncelikli iyi bir uyuma rutini geliştirmek gerekir.

Huzursuzluk, yerinde duramama ve gezinme isteği de bu belirtilere eşlik edebilir.

Anksiyete belirtileri temel olarak beyin hücreleri arasında iletişimi sağlayan serotonin, GABA gibi sinir ileti maddelerinin düzeylerinde dış uyaranların veya içsel süreçlerin neden olduğu değişikliklerle ilişkilidir. Anksiyete, el titremesinden felce kadar tüm nörolojik belirtileri taklit edebilir.


Anksiyetede, potansiyel bir tehlike algılandığında kaygı devreye girerek organizmanın zarara uğramasını engeller ve yaşamın devamını sağlar. Örneğin, ormanda yürürken bir ayı ile karşılaşıldığında, kaygı merkezi alarma geçerek organizmaya “kaç” mesajı verir. Kalp atışı ve nefes alış verişi hızlanır, bu da kaslara daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Böylece daha hızlı kaçabiliriz.


Eğer anksiyete, gerçek bir tehdit unsuru olmaksızın sanki tehlike varmış gibi, abartılı şiddette ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyecek şekilde ortaya çıkıyorsa; süreğen endişe veya dehşet duygusu ile ilişkilendiriliyorsa bu “anormal anksiyete” diye söz edebileceğimiz, klinik ilgiyi hak eden patolojik bir olgudur.


Patolojik kaygının ( anksiyetenin) sıklığı, süresi ve şiddeti önemli ölçüde değişkenlik gösterir. Kendiliğinden, beklenmedik anda ortaya çıkan kısa süreli, yoğun kaygıya “panik atağı” adı verilir. Bu durumda kişi bedensel duyumlarına aşırı ilgi göstermeye başlar. Örneğin kalp çarpıntısı kalp krizi olarak yorumlanabilir. Spesifik durumlar veya nesnelerle karşılaşıldığında ortaya çıkan kaygı ise “fobi” ya da “durumsal anksiyete” olarak adlandırılır.


Örneğin agorafobide, kişi kalabalık dükkanlara, sinema veya tiyatroya gitmek istemez. Kaygı atağı yaşaması durumunda bu yerlerden kaçıp çıkmanın zor olacağı, kimsenin yardım edemeyeceği, doktora ve hastaneye ulaşamayacağını düşünür. Fobiler özgül olabileceği gibi sosyal durumlara ilişkin de olabilir. Örneğin, okulda veya iş yerinde diğer kişilere sunum yapmak, diğer insanların olduğu yerlerde yemek yemek, davetlere gitmek sosyal fobisi olan kişi için oldukça korkutucudur. Diğer kişilere alay konusu olacağı, rezil olacağı gibi düşüncelerle yoğun uğraşı halindedir. Takıntılı düşüncelerin yarattığı kaygıyı gidermek adına tekrarlayan davranışların eşlik ettiği anksiyete türü ise “obsesif kompulsif bozukluk” olarak adlandırılır. Örneğin, kirlenme ve mikrop kapma endişesi olan bir kişi, temizlenmek amacı ile defalarca ellerini yıkayacaktır. Kişinin başından geçen korkutucu, üzücü, kaygılandırıcı bir olay sonrasında korku yaşamaya başlaması ve bu korkuya eşlik eden bedensel duyumların ortaya çıkması ise “travma sonrası stres bozukluğu” adını alır. Savaş, işkence, tecavüz, doğal afet gibi olaylara maruz kalmak ve bunlar sonrasında yaşanan anksiyete bulguları rahatsızlığın çekirdeğini oluşturur. Anksiyete de kişi, olumsuz anları tekrardan gözünün önüne gelen resimler veya düşünceler şeklinde yeniden yaşantılar. Uykusuzluk, ani hareket ve seslere karşı aşırı hassasiyet ve fiziksel ağrılar bu rahatsızlıkta en sık görülen belirtiler arasındadır. 

Anksiyete Bozukluğu Tedavi Yöntemleri ve Tanı

Yukarda bahsi geçen belirtilerden bir ya da birkaçını yaşıyorsanız, en kısa sürede bir psikiyatri uzmanına başvurunuz. Öncelikle durumunuza tanı konması, sonra da uygun tedavinin verilmesi gerekir. Temel tedavi opsiyonları anksiyolitik ve antidepresif ilaçlar ile bilişsel-davranışçı terapidir. Bir uzman klinik psikolog tarafından uygulanacak basamaklı maruz bırakma çalışmaları, nefes egzersizleri ile bilişsel ve davranışçı müdahalelerin tedavi sonucu üzerinde önemli bir etkisi vardır.


Anksiyete tedavisi çok kısa bir zaman diliminde olumlu yanıtlar veren bir tedavidir. Anksiyetenin şiddetine göre tedavi süreci ve süresi değişiklik gösterir. Anksiyete tedavisinde bazı ilaçlar ve psikoterapi uygulanır.  Bu ilaçlar antidepresan ve anksiyolotik ilaçlardır. Hastanın anksiyetesinin yoğunluğu ilacın dozunu belirlemede yardımcıdır. Bu ilaçlar uzman tarafından verilmeli ve uzman gözetiminde alınmalıdır. Antidepresan ilaçların etkisinin bir-iki haftadan önce başlamayacağı bilinmelidir. Anksiyete tedavisinde psikoterapi ise ilaç tedavisiyle birlikte ya da ayrı ayrı uygulanabilir. Bilişsel davranışçı terapi anksiyete tedavisinde uygulanan bir psikoterapi yöntemidir. Oldukça etkili olduğu için anksiyete tedavisinde kullanımı sıklıkla tercih edilir. 5-6 seanstan sonra hastalar artık anksiyetesini kontrol altında tutabilir hale gelebilir. Ek olarak hastaya gevşeme egzersizleri yaptırılır. Anksiyeteye neden olabilecek başka psikiyatrik hastalıklar olabilir bu hastalıkların tanılanması ve hastanın anksiyeteyle birlikte bu hastalığı da tedavi edilmelidir.

Anksiyete Tanısı Nasıl Konulur?

Anksiyete tanısı kişiye muayenede bir uzman tarafından konulabilecek bir tanıdır. Bu tanı hasta ile uzman görüşmesinden sonra uzmanın değerlendirmeleri neticesinde konulabilir. Tanı konulduktan sonra ise kişiye uygun tedavi yöntemi ile tedaviye başlanır.

Anksiyete Nasıl Geçer

Anksiyete nasıl geçer sorusunun cevabı aslında detaylı bir tedavi ve çalışmanın sonucunda elde edebilecek bir sorunun yanıtıdır. Anksiyete tanısı konulan hastaya uygun tedavi planı yapılır. Tedavi planının içerisine uzman hekim onayı ile terapilerde eklenebilir. Eklenen terapilerin yanı sıra uzman hekim hastanın hastalığının durumuna göre kişiye uygun ilaç verebilir. Bu sayede kişi hem ilaç ile hem de terapilerle kişiye uygun sağlıklı bir tedavi planlaması yapılır. Anksiyete tedavi edildiğinde takdirde iyileşme oranı yüksektir.

Anksiyete Testi

Anksiyete testi özellikle anksiyete ile ilgili tanı koymakta yardımcı olan bir araçtır. Anksiyete testi ile kişinin anksiyete düzeyi ve durumu ölçülür. Bu durumda testin sonucuna göre hangi oranın anksiyete bozukluğu düzeyinde olduğuna karar verilir ve kişiye tanı konulur. Anksiyete testi için:  https://npistanbul.com/beck-anksiyete-testi

Anksiyete Tedavi Süreci

Anksiyete bozukluğu tedavi süreci kişinin anksiyete durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Bu durum kişinin iyileşme düzeyine bağlı olarak değişmektedir. Terapilerle ve ilaçla tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi edildiği takdirde iyileşme oranı  yüksektir.

Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Ne Kadar Sürer

Anksiyete bozukluğu tedavisinin süresi kişiye göre farklılık göstermektedir. Genellikle uzun süreli bir tedavi olmamakla birlikte net bir zaman söylemek de doğru değildir.

Anksiyete İlacı

Genellikle bu durumda hastaya uygun en iyi anksiyete ilacı verilerek tedaviye başlanır. Burada multidisipliner yaklaşım ile yaklaşmak gereklidir. Farmakogenetik laboratuvarımızda yapılacak ilaç kan düzeyi testi ile de doz ayarlaması kişiye özel uygulanır. 

Anksiyete İle Tek Başına Başa Çıkma Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete ile tek başına başa çıkmaya çalışmak maalesef doğru değildir.Bu durum anksiyetenin daha fazla ilerlemesine yol açabilmektedir. İlerleyen bir anksiyeteyi çözmek daha zor olabilmektedir. Doğru zamanda doğru bir uzman tarafından yapılan tedavi ile kısa sürede iyileşme sağlanmaktadır.

Çocuklarda Anksiyete

Çocuklarda anksiyetenin temelinde de kaygı ve korkular bulunmaktadır. Kaygı genellikle çocuğun anne ve babasından ayrılma kaygısı ya da farklı olarak bulunduğu okuldan, öğretmeninden ve genel olarak güvenliği bağ kurduğu alanlardan ve kişilerden duyduğu kaygıyı ifade eder. Bu durum normalde yaşansa bile anksiyetesi yoğun olan çocuk bu durumu yönetemez. Çocuklarda yaşanan anksiyetede uzman desteği alınması önemlidir. Anksiyetenin temelinde korkularda olabilir. Bu çocukla yapılacak ve aile ile yapılacak görüşme sonucunda netleşir ve çocuğun tedavisine başlanır.

Anksiyete çocuklarda nasıl oluşur? 

Anksiyete çocuklarda genellikle okul çağında görülmeye başlar. Çocuk bebekliğinden itibaren çevresiyle sıkı bir bağ kurmaktadır. Bu bağ neticesinde çocuğun hayatındaki değişimler çocukta kaygı ve korkulara genel anlamıyla da anksiyeteye neden olabilmektedir.

Anksiyete bozukluğu olan çocuklarda neler görülür?

Çocuklarda genellikle ruhsal olaral görülen belirtiler; huzursuzluk, dikkat dağınıklığı, aşırı heyecan, kendini denetleyememesi, içe kapanma ya da fazla dışa durum gibi belirtiler görülmektedir.

Anne babanın bu süreçte çocuğa tutumu nasıl olmalıdır? 

Bu süreç çocuğun bebeklik döneminden itibaren başlamaktadır. Bebeklik döneminden itibaren çocuk anneye bağlanır. Bebeklik döneminde annenin bebeğe kaygı ve endişe hissini uyandırmadan davranması ve aşırı tepkilerden uzak durması gerekmektedir. İlk bebekteki kaygıların temeli, emme, açlık, fiziksel temas, üzülme gibi ihtiyaçlara dayanmaktadır.

Çocuklarda Anksiyetenin çözüm yolları nelerdir?

Çocuklarda anksiyete düşük düzeyde ise anne ve baba bu durumun farkında olarak çocuğa yaklaşabilir. Fakat bu durum ailenin özverisiyle tek başına gerçekleşmiyorsa mutlaka bir uzmandan destek almak gerekir.




Comments
* The email will not be published on the website.