Borderline kişilik bozukluğu, günümüzde sık karşılaşılan psikiyatrik bir sağlık problemidir. Yapılan araştırmalar sonucu sosyal hayat ve aile ilişkilerinde yaşanan farklılıklar, kişilik bozukluklarının görülme sıklığını arttırmaktadır. Bununla birlikte kişilik bozuklukları aile arası iletişimde, sosyal ve meslek uyumunda ciddi problemlere de zemin hazırlamaktadır. Geçmiş zamanlarda kişilik bozukluklarının tedavi edilemediği düşünülürken, günümüzde bu durum tam tersi olmuştur.
Borderline kişilik bozukluğu; bireyin düşünme bir olayı anlama şeklinde, karşı tarafa karşı olan hislerinde ve ikili iletişiminde sorunlara neden olan bir ruhsal hastalıktır. Hastalığı adlandıran ‘borderline’ sözcüğü ‘sınırda, belirsiz’ anlamına gelir. Bunun sebebi borderline kişilik bozukluğu hastalığının öncelikli adlandırıldığı zamanda; nevroz ve psikoz olarak tanımlanan iki ruhsal problem arasında sınır olarak belirlenmesidir. Borderline kişilik bozukluğu genel olarak ergenlik döneminde ve genç erişkinlik çağında kendini gösterir. Borderline kişilik bozukluğu, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmektedir.
Borderline kişilik bozukluğu bulunan bireylerde anlık duygu değişimi meydana gelebilir. Bu hastalığı olan bireyler çoğunlukla; hayata geliş amaçlarını, rollerini, kimliklerini ve yaşama amaçlarını sorgulama ihtiyacı hissederler ve bu sorulara verdikleri cevaplar hızlıca değişebilir.
Bu hastalığa sahip bireyler, yaşadıkları olayları net bir şekilde gözlemler. Bu insanlara göre bir olay yaşandığı zaman bu olay ya çok iyi ya da çok kötüdür. Hiçbir şeyin ortası yoktur. Borderline kişilik bozukluğu yaşayan bireylerin diğer insanlar hakkında geliştirdikleri fikirler ani bir şekilde değişim gösterebilir. Fikirlerinin değişmesinin herhangi bir sebebi yoktur. Örneğin, bir gün biriyle çok samimi arkadaş olur, ertesi gün ise o kişiden nefret ediyormuş gibi hareket sergileyebilir. Bu sebeple başkalarıyla olan ilişkilerinde gelgitler yaşar. Bunlarla beraber bu bireyler, duygusal ilişkilerinde aşırı duyguya girer, abartılı davranışlar gösterir. Borderline kişilik bozukluğu belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Başka kişiler ile ilgili aslı olmayan şüpheler duyma, güvensizlik yaşama gibi semptomlarda görülebilir.
Borderline kişilik bozukluğu yaşayan kişilerde bütün semptomlar gözlemlenmeyebilir. Bazı kişilerde belirtilerin hepsi olurken bazı bireyler de ise yalnızca birkaç semptom yaşayabilir. Gözlemlenen semptomların oranı, zamanı ve yoğunluğu kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Semptomların meydana gelmesi gündelik yaşamda olan bazı olayları etkileyebilir. Bu hastalığa sahip bireylerde genellikle duygusal ilişkilerde yaşanan tartışma, ayrılma gibi olaylar; semptomların meydana gelmesine zemin hazırlayabilir.
Bu hastalığa neden olan olaylar tam anlamıyla net olmamıştır. Ancak bazı etkenlerin var olması, bu rahatsızlığın gelişmesine etki eder. Örnek verecek olursak genetik yapının rahatsızlığın hastalığın gelişmesinde etkisi olduğu gözlemlenir. Rahatsızlığın ilerlemesini daha iyi gözlemleyebilmek adına uygulanan çalışmalarda, sağlığı iyi olan bir birey ile borderline rahatsızlığı bulunan bir kişinin beyin yapısı arasında işleyiş olarak bazı farklılıklar saptanmıştır. Yalnızca bu değişikliklerin rahatsızlık ile arasında bir bağlantı tam olarak kurulamamıştır.
Borderline hastaları içinde çocukluk zamanında ilgisizlik, taciz, bırakılma gibi durumlar geçirenlerin oranı yüksektir. Küçük yaşta meydana gelen bu olaylar da rahatsızlığın gelişmesinde etkendir. Ruhsal rahatsızlıklar, bir çok değişik olayın ardı ardına gelmesiyle oluşur. Bu yüzden her kötü olay yaşayan birey veya ailesi borderline kişilik bozukluğu rahatsızlığı görülür diyemeyiz.
Borderline hastaları, gündelik yaşamlarında önemli sorunlar yaşayabilirler. Rahatsızlığı belli olmayan, tanısı olmayan ve doğru tedavi edilemeyen kişilerin yaşamı; bu hastalık sebebiyle kötü etkilenir. Borderline kişilik bozukluğunun yol açtığı problemleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Borderline hastalığı; kişinin sağlığından kişisel hayatına, maddi durumundan adli sicil kaydına kadar birçok değişik alanda sonucu iyi olmayan sorunlara sebep olur. Bireyin yaşamına daha sağlam, sağlıklı bir biçimde ayak uydurabilmesi ve rahatsızlığın farklı etkilerinden korunması için tedavi olması gerekir.
Ruhsal rahatsızlıklar, genel olarak kişide önemli fiziki problem oluşturmadığından hem hasta olan kişi hem de hastanın ailesi bu durumu görmezden gelebilir. Fakat bazı psikiyatrik rahatsızlıkların da hayatın her alanında olumsuz etkileri vardır. Bu yüzden rahatsızlık semptomu gösteren bireylerin bir uzmana gitmeleri gerekir. Borderline hastalığının zaman geçmeden anlaşılması, kişinin yaşamında kötü bir etkisi olmadan iyileşmesine sebep olur.
Bu hastalığın tanısı; doktorun kişinin öyküsünü dinlemesi, hasta olan kişiye uygulanan bazı testlerin sonucu, psikolojik analiz, kişinin daha önce geçirdiği hastalıklar ve kontrol, semptom ve kişiyi değerlendirme sonucu belirlenir.
Bu hastalığın tanısı özellikle yetişkin bireyler içindir. Çocukluk ve ergenlik döneminde borderline kişilik bozukluğu belirtileri çocuğun yaşının ilerlemesi sonucu geçebilir. Bu yüzen genel olarak küçük yaş grubunda bu hastalığın tanısı belirlenmez.
Tedavi için uygulanan ana yöntem psikoterapi yöntemidir. Gereken durumlarda psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi önerilebilir. Uzman, hasta olan kişinin güvenliğinden endişeleniyorsa birey için hastane yatışı uygun görebilir.
Borderline kişilik bozukluğu hemen tedaviye yanıt veren bir hastalık değildir. Tedavi sürecinde sabırlı olmak gerekir ve kişinin iyi hissetmesi zaman alabilir. Hasta olan kişinin ailesi, çevresi de kişiye bu süreçte destek olmalıdır.